“Yaşamak” sözcüğünün anlamsal
büyüklüğü hakkında bilgisi olan var mı ? Benim fazlasıyla yakınen yasadıgım
tecrübeler bu sözcüğü anlamlı kılmaya yetıyor.
Her gün yalnızca dışarıyı izleyip bir
pencere kenarında durmak özetliyordu benim yaşantımı.. Tüm bu olaylar esnasında
hissettiğim baska bir duygu ise “yalnızlık”dı. Yasadığım evde benım dısımda
herkes cok mutluydu çünkü benım dısımda herkes beraberdı.
Evin kedisi Popy'nin bile haftanın iki günü dışarı çıkarıldığında görüştüğü türdaşları vardı.Şöminenin üstünde ki
melek biblosonun her gece anılarını paylastıgı kuşu vardı.. Evin sahipleri
Önder ve Elif’i söylemıyorum bıle.. kapıdan girişte ki paspaslardan yemek
masasında ki fotoğraflara kadar herşey onlar kokuyordu zaten.. Ben ise
sabahları arka pencerede güneşlenen akşamları ise büyük Ortaköy manzarasında
yesermeyi bekleyen bir orkideydim.. Ancak yalnızlığım;
şöminenin sönmüş ateşi kadar soğuk ve ürkütücüydü...
Mustafa Erdağ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder